Laparoskopik böbrek kanseri ameliyatı sırasında doktorunuz böbreğe erişmek için alt karnınıza yaptığı birkaç küçük kesiden birine önünde bir kamera ve sonunda bir ışık içeren laparoskop adlı küçük bir tüp yerleştirir. Laparoskop hekimin cerrahi işlemi yapacağı bölgeyi bir ekran yardımıyla görmesini sağlar. Cerrah, diğer kesilere aletler yerleştirir ve ekrandaki görüntüleri kullanarak ameliyatı gerçekleştirir. Dokuları görselleştirebilir, tümörleri çıkarabilir ve hatta laparoskopinin bir parçası olan bir kesme aleti ve doku alma aparatıyla böbreği vücuttan alabilir.
Laparoskopi, böbrek kanserinin tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir işlemdir. Hastalar geleneksel cerrahiye göre daha az kan kaybı, daha az ağrı kesici ihtiyacı, daha kısa hastanede kalma süresi, günlük aktivitelere daha hızlı geri dönüş gibi sonuçlar elde ederler.
Laparoskopik böbrek cerrahisinin en büyük avantajı, doktorunuzun geleneksel ameliyatta büyük bir kesi gerektiren ameliyatı sadece birkaç küçük kesi ile yapmasıdır. Açık cerrahi ile karşılaştırıldığında, laparoskopik cerrahi daha kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süresi anlamına gelir.
Ayrıca laparoskop görüntüleri monitörde büyütür ve cerrahın geleneksel ameliyat sırasında elde edilebileceğinden daha fazla doku detayı görmesine izin verir. Bu, tümörün herhangi bir bölümünü geride bırakma riskini azaltır ve vücutta bırakabilir sağlıklı böbrek dokusu miktarını arttırır.
Laparoskopi öncesinde tüm hastalardan kan örneği vermeleri istenir. Yaşınıza ve genel sağlığınıza bağlı olarak vücudunuzun ameliyat stresiyle başa çıkma kabiliyetini değerlendirmek için EKG (elektrokardiyogram), göğüs röntgeni ve akciğer fonksiyon testleri istenebilir.
Operasyona başlamadan önce cerrah, laparoskopi işleminin sizin için güvenli olduğundan emin olmak için karın boşluğunu inceler. Eğer enfeksiyon veya karın hastalığı görürse işleme devam etmez veya ameliyat sırasında geleneksel cerrahiye dönme kararı alabilir. Cerrah, ameliyatın güvenli bir şekilde gerçekleştirilebileceğine karar verirse böbreğe erişebilmek için ek küçük kesiler yaparak ilerler.
Operasyonun süresi tümörün büyüklüğü ve bireysel anatomi nedeniyle farklılık gösterebilir. Ancak laparoskopik cerrahinin geleneksel cerrahiye oranla üçte bir daha kısa sürdüğünü söylemek mümkündür.
Böbrek kanserinin bu tedavisi yaklaşık 10 cm'den daha büyük tümörler için ve böbrek damarına doğru büyüyen veya böbrek çevresindeki lenf düğümlerine yayılan tümörler için uygun bir seçenek olmayabilir.
Laparoskopi sonrası birkaç gün boyunca, idrarı vücuttan dışarı atmak için mesaneye ince bir tüp yerleştirilir. Buna idrar sondası denir. İdrarınızın miktarı, doktorun kalan böbreğin işlevini izlemesine yardımcı olur. Sonda çıkarıldığında hasta tekrar idrar düzenine geri döner. İyileşme süreniz yaşınıza, genel sağlığınıza ve sahip olduğunuz ameliyat türüne bağlı olarak değişir.
Her ameliyatta olduğu gibi, böbrek tümörlerini çıkarırken zaman önemli bir faktördür. Ameliyat sırasında böbreğe kan akışının olmadığı bir süre vardır ve böbrek kan kaynağından çok uzun süre kesilirse hastanın kronik böbrek hastalığı geliştirme olasılığı vardır. Bu risk böbreklerinin sadece bir kısmının çıkarıldığı hastalar için, böbreklerinin tamamının alındığı hastalara oranla daha düşüktür. Laparoskopik cerrahi, bu riski azaltmak için geleneksel cerrahiden daha hızlı çalışmaya olanak verir.
Laparoskopik cerrahi aynı zamanda cerrahın böbrek içindeki veya dışındaki büyük böbrek tümörlerini daha kolay çıkarmasını sağlar. Cerrah tümörün büyüklüğüne göre böbreğin tamamını mı yoksa sadece tümörlü dokusunu mu alacağına karar verir.
Böbrek kanseri hastaları genellikle tedaviden sonraki ilk birkaç yıl boyunca, her üç ila dört ayda bir doktorlarına kontrole gelirler ve bu zaman aralığı birkaç yıldan sonra gittikçe genişler. Bu ziyaretlerde doktor tedavinin yan etkilerini inceler ve kanserin vücudun başka bir bölgesine geri dönmediğinden ve yayılmadığından emin olur.
Çoğu kanserde olduğu gibi, kanserin vücuda geri dönme ihtimali tedavinin hemen sonrasında en yüksektir. Zaman geçtikçe kanserin tekrarlama ihtimali azalır.
