Halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejeneresansı elli yaş üzeri görme kayıplarının en önemli sebebidir. Hastalığın ortaya çıkış nedeni yaşla beraber gözün en iç tabakası olan retina tabakasında metabolik artıkların birikmesi ve bu sebeple ortaya çıkan dolaşım problemi nedeni ile yeni damarların oluşmasıdır.
Hastalığın yaş ve kuru tip olmak üzere 2 tipi vardır. Kuru tipte prognoz iyidir ve yavaş seyreder. Yaş tipte ise hastalık daha hızlı ilerler. Sarı nokta hastalığının belirtileri arasında kırık veya dalgalı görme, okuma güçlüğü, renkleri mat görmek, baktığı noktayı bulanık görüp etrafını daha net görme vardır. En önemli risk faktörleri yaş ve genetik yatkınlıktır. Bunların yanı sıra güneş ışığı, sigara kullanımı, kolesterol yüksekliği, obezite ve hipertansiyonun varlığı da etkilidir.
Sarı Nokta Hastalığı Tedavisi nedir?
Kuru tipten yaş tipe geçmiş sarı nokta hastalığı acil tedavi gerektiren bir durumdur. Yakın zamana kadar bu hastalıkta uygulanan tedaviler yüz güldürücü sonuçlar vermezken, günümüzde gelişen teknolojiler ve yeni tedavi şekilleri ile son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yaş tip sarı nokta hastalığında tedavide amaç, hastalığa neden olan tabakalar arasındaki istenmeyen damar tomurcuklarının, sıvı sızıntılarının ve kanamaların kurutulmasıdır. Bunun için farklı tedavi seçenekleri mevcuttur.
1) Lazer Tedavisi
Yaş tip sarı nokta hastalığında uygulanan en eski tedavi yöntemidir. Laser tedavisi uygulanabilen durumlar bugün için sınırlıdır. Tüm yaş tip sarı nokta hastalarının yaklaşık %15i standart laser tedavisine müsaittir. Lazer tedavisi uygulanan hastalarda %50 oranında damar tomurcuğu yeniden aktive olabilmektedir.
2) PDT ( Foto Dinamik Tedavi )
Standart lazer tedavisinden sonra geliştirilen ve yaklaşık 10 senedir uygulanan bir tedavi yöntemidir. Özellikli bir laser tedavisi 83 saniye boyunca göze uygulanır. Yaş tip sarı nokta hastalığının bazı tiplerinde etkilidir. Genellikle görme artışı sağlamaz, 1 yıllık tedavi süresinde mevcut görmeyi koruma oranı yaklaşık %50-60 tır. İlerleyen yıllarda bu oran düşer. Günümüzde sadece uygun vakalarda olmak üzere nadiren tek başına kullanılır. Bunun dışında aşağıdaki bölümde bahsedilen, gözün içine enjeksiyon (zerk) yoluyla verilen yeni ilaçlar ile birlikte kombine kullanılabilir.
3) Anti-VEGF tedavisi ve Göze iğne tedavisi
Günümüzde yaş tip sarı nokta hastalığında en etkin görünen ve en son gelişen tedavi yöntemidir.Yaş tip sarı nokta hastalığında, gözün arka duvarını oluşturan tabakalar arasında istenmeyen damar tomurcukları oluşmaktadır (bakınız Sarı Nokta Hastalığı nedir?). Bu damar tomurcuklarının oluşumunda, o bölgeye etki eden damar büyüme faktörleri rol oynamaktadır. Yaş tip sarı nokta hastalığında damar gelişimini önleyici tedavi ile bu büyüme faktörleri etkisiz hale getirilmekte ve oluşan damar tomurcuğu ortadan kaldırılmakta, sızıntı ve kanama önlenmektedir. Bu tedavide ilaçlar, göze doğrudan enjekte edilmek suretiyle verilir. Halk arasında “göze iğne yapılması” olarak bilinir. Bu tedavi ile yaş tip sarı nokta hastalığında 1 yıllık sürede mevcut görmeyi koruyabilme oranı, %90 ın üzerindedir. Yine aynı sürede görme artışı sağlayabilme oranı %30 civarındadır. Görme kaybının önlenmesi ve hatta görme artışı sağlanabilmesi için, yapılan bu enjeksiyonlar belli aralıklarla tekrarlanır.
4) Göz içi Teleskopik Mercekler
Yukarıdaki tedaviler hastalığı durdurmak amacıyla yapılır. teleskopik merceklerin amacı ise görmeyi artırmaktır. Teleskopik mercekler LVA adı verilen az görenlere yardım olarak bilinen dürbün gözlükler şeklinde olabileceği gibi göziçine yerleştirilen telekopik mercekler de vardır. Teleskopik mercekler hastalarda bir miktar görme artışı sağlarlar ancak görme alanında daralam olduğundan her hastada aynı memnuniyet olmayabilir.
Takipte neler yapılmalıdır?
Sarı nokta hastalığı, ister kuru tip, ister yaş tip olsun, düzenli takip gerektiren bir hastalıktır. Teşhis aşamasında ve takipte mutlaka göz anjiyosu (FFA- fundus fluorescein angiography) ve retina tomografisi (OCT- optic coherence tomography) çekilmelidir.